Fethullah Gülen Hareketi ve MHP Fethullah Gülen Hareketi ve MHP

Hizmet ve MHP

MHP lideri, Gülen Hareketi’ne karşı menfi tavrını kongrede sürdürdü. “Okyanus ötesine tutunmadan iktidar olacağız” sözünün anlamı ve adresi açık.

31 Mart 2011’de, seçimden hemen önce “cemaatin faaliyetlerini askıya alması” talebiyle adeta savaş ilan eden sözlerine göre bu tavır biraz daha edilgen. Ama yine de bu sözlerin kongrede sarf edilmesi, araya bir duvar örmek veya daha önce konulan sınırı kaldırmadığını ifade etmek için yeterli.

MHP liderinin bu keskin tavrına çoğu kimsenin anlam veremediğini biliyorum. Teşkilat ve seçmen tabanı ile Gülen Hareketi arasında çok geniş kesişme alanları var. İki daireyi hafifçe kaydırıp üst-üste koyun, çok küçük bir alan dışında geniş bir çakışma alanı görürsünüz. Bu iki kesim arasında hem çakışma hem de gündelik hayatın içinde sürekli tekrarlanan bir sempati ilişkisi mevcut. MHP’lilerin çocuklarını Hizmet’in okullarına göndermesi, MHP’ye oy veren esnafın aynı zamanda yurtdışındaki eğitim faaliyetlerine iştirak etmesi, MHP milliyetçilerinin gazetemize abone olması, haberleri STV’den takip etmesi gibi.

Normal şartlarda MHP’nin Hizmet’e medyun-ı şükran olması ve bütün desteğini seferber etmesi gerekir. Tek başına Türk okullarıyla, Türkçe Olimpiyatları ile Gülen Hareketi Ülkücülerin hayallerini süsleyen Türk birliğini çok daha yüksek bir düzeye taşıdı. Derviş Gazileri, Alp Erenleri yakından bilen ve tarih şuuruna sahip milliyetçiler, dünya çapındaki eğitim faaliyetinin gelecek kuşaklara neler kazandıracağını çok daha iyi kavrarlar. Ülkücülüğü var eden değerlerin, ufkun ve gayretin nasıl ete-kemiğe büründüğünü herkesten önce fark ederler. Hizmet bir siyasî hareket olmadığına göre arada bir engel de yoktur.

Ülkücülüğün entelektüel sermayesinin Bahçeli’den farklı olarak tam kadro halinde Hizmet’le aynı frekansta yer alması, durumu özetlemek için yeterli değil mi? Peki o zaman özellikle Anadolu’da bu çakışma aslî durumu, mesafeli duruş istisnayı oluşturduğuna göre; MHP liderinin Hizmet’e karşı bu düşmanca tavrının sebebi nedir?

Sebep MHP’nin ilkeleriyle, ideolojisiyle, politikasıyla ve bütünüyle stratejisiyle alâkalı değil. Bu düşmanlık, Devlet Bahçeli’nin kendi liderliğiyle ilgili yaptığı hesaplara, yani taktik mülahazalara dayanan kişisel bir tavır. Bahçeli, Gülen Hareketi’ne karşı düşmanca bir tavır alarak, parti içindeki rakiplerini etkisiz hale getiriyor. Karşısına çıkan her rakibi “Cemaat’in adamı” ve “Cemaat’in partiyi ele geçirme planı” şeklinde etkisiz hale getirerek. Böylece, hem Gülen Hareketi Bahçeli konusunda daha dikkatli davranmak zorunda oluyor; hem de rakipler cemaate mesafe alarak destek aramaktan mahrum kalıyor.

Gazetemizin Ankara bürosu, MHP kongresi hakkında haber yaparken çok zorlandı. Oradaki dostlar, “Koray Aydın’la ilgili en küçük haberi, Hizmet partiyi ele geçiriyor propagandasına dönüştürüyorlar” diye şikâyet ediyordu. MHP’nin teşkilat yapısını ve karşıtlıklar üzerinden girişilen ittifakları bilmeyenler bu tutumu anlamakta zorlanırlar. Bahçeli savaş ilan etmeden önce, çok değerli bir hocamız Hizmet adına Bahçeli ile görüşüyor. Bahçeli “Sizden filanca işadamı, benim rakibimi destekliyor” diye sitem etmiş. Hocamız bana, “araştırdım, bu işadamının bizimle hiç ilgisi yok” diye şaşkınlıkla anlatıyordu. “Siz yine de arayıp o işadamını ikaz ettiniz, değil mi?” soruma, “Evet” cevabını verince; Bahçeli’nin rakiplerini etkisiz hale getirirken kendisini de etkili bir şekilde nasıl kullandığını anlatmakta epeyce zorlandığımı hatırlıyorum.

Kısaca “okyanus ötesine tutunmak” edebiyatı Bahçeli’nin liderlik üslubuyla alâkalı bir taktikten ibaret. MHP camiası, bu üslubun dışında bir hayat biçimini doğal bir şekilde ve ısrarla sürdürüyor.

ZAMAN

Add comment


Security code


Refresh

back to top

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu