Hoşgörü Ahlakına İhtiyaç Duyulan bir Asırda...

Beşerî münasebetlerdeki dengeyi sağlayan, onları birbirine yaklaştıran ve birbirinin yardımına koşturan duygu; şefkat ve merhamettir. Bu şefkat ve merhametle anne yavrusunun bütün ihtiyaçlarını giderir ve onu bütün tehlikelerden korur. En yırtıcılardan olan aslan bile bu şefkat ve merhamet duygusuyla , yakalamış olduğu avını kendisi yemeyip yavrusuna yedirir.

Bütün bunlar , Allah’ın yeryüzüne indirdiği rahmetin bir cüz’üyle olmaktadır. Bu konuda Peygamberimiz (s.a.s.) şöyle buyurur: “Allah’u Teâla rahmeti yüz parçaya ayırdı. 99’unu yanında tuttu, bir cüz’ünü de yeryüzüne indirdi. Mahlukat bu bir cüz ile birbirine merhamet ediyor.” Ancak insanoğlu, nefis ve şeytana uyarak zaman zaman bu duygusunu unutmakta ve varlıklara karşı göstermesi gereken şeyi; şefkat ve merhameti ihmal etmektedir. Günümüz insanı, birbirini anlamaz hale gelmektedirler.

 


Günümüz insanı, birbirinin hukukunu daha çok çiğnemekte, birbirine karşı daha acımasız olmaktadır. Böyle olunca sevgi ve şefkat duyguları körelmekte ve insanlar birbirini anlamaz hale gelmektedirler. İnsanların birbirlerine müsamaha göstermesi için bazı prensiplerin herkesçe bilinmesi gerekmektedir. Bu prensiplerin en güzelini, en mükemmelini Peygamberimizde görmekteyiz. O’nun hayatında, insanlara ışık tutacak pek çok örnek davranış vardır; bugün insanlık, O’nun prensiplerini öğrenmeye ve yaşamaya daha çok muhtaçtır. Dünyamız rengarenk çiçeklerle süslü zengin bir bahçe gibidir. Her din, kültür inanç ve görüş; bu bahçenin güzelliğine ve zenginliğine yeni renkler, farklı güzellikler katmaktadır. Bu hususu Yüce Yaratıcı şöyle açıklamaktadır: “O’nun ayetlerinden biri de; göklerin ve yerin yaratılması, dillerinizin ve renklerinizin değişik olmasıdır. Şüphesiz bunda, bilenler için ibretler vardır.” (Rum (30)32;) insanların farklı yaratılmaları neticesinde de inançlar, düşünceler, davranışlar, örf ve adetler, gelenekler farklı olmaktadır.

Herkes kendi tarihinden devraldığı mirasla bu güzelliğe, çeşitliliğe birşeyler katmaktadır. Hepimizin bakış açısı, kelime dünyası farklı olabilir, ama hoşgörü, tahammül ve başkalarına saygı gibi temel yaklaşımlar ve kavramlar ortak olmak, herkesçe benimsenmek durumundadır. Bugün hoşgörüye, geçmiş dönemlere nazaran daha çok muhtacız. Hz.Peygamber (s.a.s.) insanlığın kurtuluşu için gönderilmiştir ve bizler için model hayatını örnek alarak , hayatın her safhasında O’na uymak durumundayız. O’nun görevi ki, insanlığa, dünya ve ahiret saadeti için gerekli olan temel kaideleri öğretmek ve bu kaideleri kendi yaşayışlarıyla da izah ve tarif ederek misal olmaktır.

Kuran’da: “Büyük bir ahlâk üzere olduğu” belirtilen Hz.Muhammed (s.a.s.) yine Kuran ifadesiyle: “Alemlere rahmet olarak gönderilmiş” ve insanlığa, kıyamete kadar örnek alacakları prensipleri vaz’etmiştir. O’nun vaz’ettiği prensipler sadece Müslümanlar için değil, bütün insanlığın kurtuluşuna vesile olacak esaslardır, nitekim kendisi şöyle demektedir: “Ben hidayete, doğru yola ulaştıran rahmet rehberiyim.” (İbn-i Sa’d Tabakat T. 192) Yine kendi ifadesiyle: “Ben ancak ahlâkî faziletleri tamamlamak için gönderildim” (Muvatta) diyen, her zaman söylediklerinin canlı şahidi olan ve her yönüyle insanlığa örnek olan Hz.Muhammed’in şefkatine ve ahlâkını günümüzde –her zamankinden çok- ihtiyaç var. O’ndan ilham almış kişiler, yaşantılarıyla dünyayı daha bir yaşanılır kılacaklardır.

isveczaman.com

More in this category: Csaba Török (Çaba Türk) »

Add comment


Security code


Refresh

back to top

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu