Ülkemiz insanları tam kazanılmadan yurtdışında müesseseleşmek nekadar doğrudur?
- Written by Dr. Emin Şimşek
- font size decrease font size increase font size
- Add new comment
SORU : Ülkemiz insanları tam Müslüman olmadan , Hakiki imanı elde etmeden , yurt dışına açılıp müesseseleşmek orada ki insanlara el atmak nekadar doğrudur ?
İslam’da esas olan elbette öncelikle yakın çevresine , aile bireylerine , akraba , komşu ve arkadaşlarına tebliğ ve irşad etmektir. “(Öncelikle) En yakın akrabalarını (aşiretini) uyar” (Şu’ara:214) Ferman-ı İlahiside buna işaret etmektedir. Ayet’in nuzülünden sonra Efendimiz (SAV) En yakın akrabalarını Safa tepesinde toplayıp onlari İslâm’a davet için, 'Size su dağın arkasında düşman atlılarının bulunduğunu söylesem, bana inanırmısınız? ' dediği zaman: 'Hepimiz inanırız. Çünkü sen yalan söylemezsin' diye cevap vermişlerdi.(Buhari Tecrid Tercemesi, 9/285) Bu örnek üzerine, Efendimiz (SAV) akrabalarını İslam’a davet etmiştir !
Yakın çevreye yapılan davetler sonucunda hala birileri Hakkıyla gönül vermiyor , hala günah çukurunda yaşıyor diye İman Hakikatlerine muhtaç gönülleri ihmal etmemiz anlamına gelmez. Nitekim , yine henüz Mekke döneminde birinci Akabe Biatından hemen sonra Efendimiz (SAV) Mekke’de onca insan Şirk bataklığında yaşarken , Musab bin Umeyr’i(R.A.) Medine’ye göndermiş ve İslam’ın orada inkişaf etmesini istemiştir.Aradan bir sene geçmemiştir ki ,Musab beraberinde tam 70 kişi ile geri dönmüş ve ileride Büyük Sahabe olma Keyfiyetine mazhar olacak Useyd bin Hudeyr’ler (R.A.) , Sad bin Muaz’lar (R.A.), Musab’ın vesilesi ile İslam’a dehalet etmişlerdir. (İbn Sa'd, et-Tabakâtü'l-Kübrâ, Beyrut 1960, III, 116-120)
Yine , Mekke döneminde Efendimiz (SAV) yanına Zeyd bin Harisi (RA) alarak Taif'e gitmiş , acaba orada İslam'ı anlatabilirmiyim mülahazaları ile Mekke'nin tümü İslam ile müşerref olmadan başka bir beldeye gitme gereği hissetmişti.(İbn Hişam, Sire, 2/60-63; İbn Kesir, el-Bidaye, 3/166)
Netice olarak diyebilirz ki ; etrafına Din-i Mübin-i İslamı hakkıyla nakşettikten sonra “Ahirzamanda benim ismim güneşin doğduğu heryerde duyulacaktır” Ferman-ı Nebeviyeye mazhar olmak için her mümin gayret sarf etmelidir.Ve kendisine bu şiarı rehber edinen kardeşlerine detsek olmalıdır.