Cemaat neden yeterince anlaşılamadı?

Algılar da en az gerçekler kadar önemlidir. Hatta bazen gerçeklerden çok algının nasıl olduğu toplumların kaderini belirler.

Bir zamanlar Hizmet Hareketi'nin, toplumdaki yaygın adıyla Cemaat'in, ‘gerçek olamayacak kadar iyi' olduğu için tam algılanamadığını yazmıştım. Hâlâ aynı kanaatteyim. Ne var ki, eğer dansçı Asena bile Acun Ilıcalı'nın bir programına alınmayışını Cemaat'ten biliyorsa bu algıların üzerinde düşünmek şart. Cemaat hakkında akıl almaz suçlamalarda bulunanlar ise hukuksuz iş yapan varsa onları somut belge ve vakalarla yargılamak yerine bunu ‘kullanışlı' bir araç olarak kullanmayı tercih ediyor. Peki havuz medyasının çarpıtmaları dışında Cemaat neden topluma yeterince dokunamadı ya da ulaşamadı? Bugün birkaç örnekle bu konuyu siz okurlarımla müzakere etmek istiyorum.

Cemaat, tüm insanlığa insanlığını, barış içinde birlikte yaşama idealini eğitim ve diyalog yoluyla hatırlatma misyonunu üstlendiği için bir kere en baştan Türkiye'nin muhayyilesini aşan bir yapı. Diğer bir deyişle, ‘mefkûre' anlamında bu toplumun kahir ekseriyetine birkaç gömlek büyük. Nasıl olmasın ki? Zaten zar zor geçinen ve hayatı zahmetli geçmiş bir emekliyi maaşına gelecek yüz liralık zammı düşünmekle suçlayamayız, ama o emekli maaşının acıtacak kadarını burs olarak veren Cemaat gönüllüsü azınlıkta birini anlamasını da bekleyemeyiz.

Read more...
Subscribe to this RSS feed

ARAMA

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu