Logo
Print this page
M. Emin Koç’un "Bayram üstü sahnelenen diyalog zenneliği" yazısına cevabtır

M. Emin Koç’un "Bayram üstü sahnelenen diyalog zenneliği" yazısına cevabtır

Yeni MesajGazetesinde 15.12.2005 tarihinde yayınlanan  M.Emin Koç’a ait “Bayram üstü sahnelenen diyalog zenneliği “ yazısına cevabtır :

Bazen Yazarlar İlmi bir mahiyetten ziyade , yazı yazmak veya “yazı yazdım” densin diye bir konuyu Kaleme aldıklarında , dönüp dolaşıp aynı yere geldiklerinin bile farkına varamazlar. Bu Gazetelerin başında Yeni Mesaj , Yazarlarından biride M.Emin Koç Bey’dir.


Fethullah Gülen Hocaefendinin , Papa 2.Jean Paul’e yazdığı mektubunda geçen   “Dinlerarası Diyalog için Papalık Konseyi misyonun bir parçası”  ifadesine atıfta bulunarak onu “Türkiyeli bir misyon eri” nitelemesi İlmi kapasitesizliğinin göstergesidir. Çünkü ” Papalık Misyonun bir parçası “ ifadesi ile “Dinlerarası Diyalog misyonunun bir parçası”  arasındaki farkı bile görmek istemeyen Yazar , ancak kendisine Hakikatı karanlık yapmış olur ! (1)

500 sene önce İspanya’da mazlum durumuna düşen Yahudileri Osmanlının bağrına basmasını ve onların can,mal , namus , din ve vicdan hürriyetlerini koruduğunu belirten yazar , ne hikmetse , “affedebileceğimiz her şeyi affetme” Hoşgörüsünü dillendiren Hocaefendi olunca niyet sorgulama memurluğuna soyunuyor ve  “Efendim , Osmanlınınki Hoşgörü ama Gülen’inki Vatikan İtikadının bir parçası”  deme acizliğini gösteriyor .

Türkiye’de pek çok Dindar ile uğraşmayı marifet bilen eski DGM Başsavcısı N.M.Yüksel’in Fethullah Gülen Hocaefendi hakkında hazırladığı iddianamesinde geçen  “Saraybosna’da akan kanın ardında Vatikan vardır. Keşmir’de akan kanın ardında Vatikan vardır.”  cümlesini delil yapan Yazar , kendince Hocaefendinin aynı Vatikanla bugün Diyalog faaliyetlerinde bulunduğunu eleştirmektedir. Halbuki , Mekke Fethine kadar İslam ve Kur’anın hep karşısında yer almış Ebu Süfyanlar , İkrime’ler , Vahşiler , nasıl ki daha sonraları bir iyi niyet belirtisi olarak İslam’a yakınlaşma temayülü göstermişler ve Efendimiz (SAV) onları geçmişteki zulüm ve yanlışlarına rağmen , bu hatalarını yüzlerine vurmak yerine ,  İslamı sevdirme adına  onlarla temasa geçmiş ve bizlerede bu noktada örnek olmuştur.  Yukarıdaki ifadeler Hocaefendiye ait olsun veya olmasın , geçmişte İslama kim düşmanlık yapmışsa , veya düşmanlık yapanlarla aynı cephede yer almışsa ve bugün artık aksini beyan ediyor , Müslümanlara yapılan zulümleri kınıyor ve Barış için mücadele ediyorsa , Efendimiz (SAV) ‘min yaklaşımını Hocaefendinin sergilemesini eleştirenlerin Siyer-i Nebeyiyeden nasibleride o kadardır ! Kur’an bu Hakikati teyid ediyor:” (Ey Muhammed!) İman edenlere söyle: Allah'ın cezalandıracağı günlerin geleceğini ummayanları şimdilik bağışlasınlar. Çünkü Allah her kavmi kazandıklarıyla cezalandıracaktır.(Casiye,14)

Yazar , İlmi seviyesinin yetersizliğinden midir yoksa anlama kapasitesizliğindenmidir veya anlamama rolününmü gereğidir bilinmez , Ahmet Şahin Hoca’nın “ Amentüde ittifakımız var “ (2) cümlesini , Hocaefendinin “Kur’an’daki Yahudi ve Hıristiyanları kınayan ve azarlayan ayetler, ya Hazret–i Muhammed (A.S.M) döneminde yaşayan ya da kendi peygamberleri döneminde yaşayan bazı Yahudi ve Hıristiyanlar hakkındadır ”  (3) “Herkes... Kelime–i tevhidin ikinci bölümünü, yani ‘Muhammed Allah’ın Rasulüdür’ kısmını söylemeksizin sadece ilk kısmını ikrar eden kimselere rahmet ve merhamet bakışıyla bakmalıdır “ (4) ve Zaman gazetesinde Haber olara çıkan ”Diyalogdan düğüne... Hıristiyan Lester ile Müslüman Meryem’in nikahları papaz, haham ve müftünün huzurunda kıyıldı...” (5) çarpıtmalarını defatle cevablamamıza rağmen hala gündeme getirmektedir. Farklı dinlerin birlikte dua etmelerini , “ortak ibadet ediyorlar” şeklinde eleştiren Yazar’ın “ortak ibadet” ile “birlikte dua etmenin “ arasındaki farkıda bilmediğini görmekteyiz. Melik Şah’ın (6) ve İmamı Evzai’nin (7) cenaze namazılarna iştirak edip dua eden Hıristiyanlara nediyecektir acaba ?  

Yazar , İddiasının devamında, Hürriyet Gazetesinin 12 Nisan 2005 tarihli bir haberine isnaden Prof. Dr. Şinasi Gündüz’ün “Ülkemizde son dönemde 15 bin kişi Hıristiyanlaştırıldı” dediğini delil getirmesine rağmen, ilgili yazıyı yine kendince çarpıtmış , araştırmanın misyonerlerin verilerine göre yapıldığını ve  son döneme ait rakamlar olmadığını görmemezlikten gelmiştir. (8)  Diğer yandan , yazar madem misyonerlerin araştırmalarına güveniyor idi ise , Türkiye Protestan Kiliseleri Birliği Sözcüsü İSA KARATAŞ ‘ın “Türkiyede 81 tane Kilise evinin” varlığını beyan ettiği areaştırmasına ve “30 bin kilise evi” olduğu iddialarının ise hayal ürünü olduğunu (9) niye Köşesinde dile getirmemektedir ?

Yazarın diğer iddiası ise yine gülünçtür . Bir dönem  (13 Ekim 1982 -1 Mart 1984) Fatih Kolejinde işçi olarak çalışmış ( yetişmiş değil ) ve şimdilerde Presbiteryen Kilisesi Papazı olan Turgay Üçal ile , yine 1991’de Kırıkkale’de ateist bir üniversite öğrencisi iken üç ay Cemaat yurdunda kalan Türk Presbiteryen Kilisesi Papazı Yavuz Kapusuz’a “nurcu papazlar” yakıştırmasında bulunmaktadir. Aynı mantığı ele alırsak , bir dönem Yeni Mesaj’da yazı yazan ve Aydınlıkçı İşçi Partisi ile BTP Partisini “Ulusalcı Çizgide” buluşturan ve bundan derin haz aldığını belirten (10)  kendi Yazarları için bizim ne dememiz gerektiği husunda ne diyecektir acaba ? Bir insan çalıştığı işyerine göre veya misafir kaldığı bir müesseseye göre nasıl tasnif edilebilinir ? 

Yazar son iddiasında ise, Aksiyon Dergisinin  İnternetteki 564.Sayısında ,  Google ilanlarında “Misyonerlik sitesinin” reklamını yaptığını belirtmiş ( İlan yapıldığını varsaysanız bile yapan Google’dir) , ancak bunu delillendirecek birtane ciddi belge sunamamamıştır ! Sundukları belge herhangi bir kişi tarafında düzenlenecek ciddiyetsizlikte bir belge tasnifine girmektedir. Bunun üzerine bizde kendilerine şunu sormuştuk :” Birileri Yeni Mesaj Gazetesinin İnternet Sitesinin üstüne bir ateist sitenin İlanını çıktığını iddia etse ve bize çıktısını gösterse hemen inanmamızmı lazım ? Madem iddianızda bukadar emindiniz , neden bir Noter’den o Sayfayı aslına uygundur şeklinde tasdik etmediniz ?

Yazar , yazısını”Sizin dininiz size, bizim dinimiz bize” şeklinde bitirirken M.Emin Koç Bey’e bizim de diyeceğim bir husus vardır :

“ Bizim İslam dinimiz hem bize hem de size yetecek kadar engin dir. Gelin , artık şu inadınızdan vazgeçin , ve Allah’ın sağnak sağnak lutfuna mazhar bir camiaya karşı Karmati hezeyanı ile mücadele etmekten vazgeçin.”

_______________________________________________
(1) http://www.gencadam.net/content/view/149/57
(2) http://www.gencadam.net/content/view/154/57
(3) http://www.gencadam.net/content/view/174/57
(4) http://www.gencadam.net/content/view/164/57
(5) http://www.gencadam.net/content/view/173/57
(6) Osman Turan, Türk Cihan hakimiyeti mefkuresi tarihi,  İst.1979,I, sy.288-289
(7) Prof.Dr.Davut Aydüz , Tarih boyunca Dinlerarası Diyalog
(8) 12 Nisan 2005 Hürriyet Gazetesi , Prof. Dr. Şinasi Gündüz’ün misyonerlik isimli Kitabı üzerine
(9) Aksiyon Dergisi , 17.01.2005 , Senaryo misyonerlik, hedef ne?
(10) Yeni Mesaj , 11.06.2002, Hüseyin Mümtaz



 

© 2015