Logo
Print this page

Hz.Mehdiyi aramak ...

Hep bir merak konusu olmuştur : Ahirzamanda beklenen Zat – Hz.Mehdi kimdir ?

O bir şahıs mıdır , yoksa şahs-ı manevi mi? Bediüzzaman Hazretleri bahse konu Mehdi midir ? Yoksa Üstad-ı Sani lakablı Hüsrev abi , yoksa Hocaefendi mi ? Ahirzamanda beklenen Zat’ın 3 vazifesi ile acaba kast edilen mana , 3 farklı kişinin yapacağı farklı hizmetler mi , yoksa aynı kişinin yapacağı 3 vazife mi?  Yoksa , bu vesile ile 3 farklı dönem ile şahs-ı maneviye mi vurgu yapılmıştır ?


Benzer soru eksersizleri Gavsiyyet makamı içinde yapılmaktadır: Acaba zamanın Gavsı kimdir ? Nasıl bir metod izlemektedir ? Peki ya Kutb-u Azam kimdir ? Ya Kutb-ul İrşad makamını kim doldurmaktadır ? Gavs makamını bir kişi mi yoksa dünyada birden fazla kişi mi temsil etmektedir ? Gavs makamındaki Zatlar , Hızır (AS) mdan ders almaktamıdır ?

Üzülerek görmekteyiz ki , Ahirzaman müminleri hadiselere mana-yı harfıyle değil , mana-yı ismiyle bakmayı marifet bilmekte , isimlere takılıp , isimlerin yüklediği manaya nasıl layık olabilirim hususunu düşünmemektedir ! Hz.Mehdi’nin kim olduğu konusundaki merakımızın onda birini , acaba o Zat’a layık bir şakirt, bir kardeş olabilirmiyim sorusunda aramamaktayız …! Zamanın Gavsını aradığımız kadar , diğer insanlara Rabbi Rahimizi (CC) arattıracak , onları bu eksene yönlendirecek Hizmetlerde bulunuyormuyuz ,düşünmemekteyiz …! Kutb-ul İrşad  makamını temsil eden Zat hakkında mütaalalar beyan edecek kadar , nefsimizin kusurlarını mütaala etmemekteyiz…Hızır (AS) mdan ders alanları merak ettiğimiz kadar , ahirzamandaki küfr-ü mutlakın meydana getirdiği hasarları nasıl daha hızlı onarabiliriz sorusunu merak etmemekteyiz ..!

İşte bu ruhsuz ve mana fakiri duruşumuzdan olsa gerek , İttihad-ı İslam harcı birtürlü tutamamakta , İzzet-i İslamiyye Müslümanlar içinde zuhur edememekte , aynı kıbleye yönelsek de , aynı Kur’ana inansak da , aynı Nebi’nin yolunda, aynı eserleri okuyor olsak da Rıza-yı İlahiyeyi kazandıracak hizmetler yerine , manevi bereketsizliğe çanak tutan magazinvari mevzular öne çıkmaktadır.

Sormak istiyorum ; yaptığım hizmetler ,kıldığım namazlar , İslam adına ortaya koyduğum tavırlar Allah katında makbul değilse ,  İhlas ve samimiyet kıvamım Rıza-yi İlahiyeyi celb etmiyorsa , Kader defterinde –hafizanallah- Şakiler güruhundan olarak yazılmışsam , Bediüzzaman Hazretleri mi Mehdi yoksa başkası mı Mehdi tartışmasının, bana ne faydası var? Benim Bediüzzaman Hazretlerini o Makama layık görmemin veya görmememin Allah katında ne ehemmiyeti var ?

Efendimiz (SAV) ,Ayşe (RA) annemizin :”Mahşerde ailenizi hatırlarsınız değil mi?” sorusuna verdiği cevabta “Üç yerde başının çaresine bak ya Ayşe ! Sıratta hatırlıyamam, Mizanda hatırlıyamam, Amel defterlerinin dağıtıldığı anda seni hatırlıyamam ….” hakikatı ortadayken , bu denli bizi endişeye sevk etmesi gereken mevzularla ilgilenmiyoruzda “Benim Şeyhim senin Şeyhinden üstündür..” yarışına, bu tür ucube münazaralara dalıyoruz ? Acaba Allah (CC) bu münazaralardan hoşnut mu diye neden düşünmüyoruz ?

İslam’a Hizmet eden her ferd , cemaat veya tarikatın “Mehdiyyete” Hizmet ettiğini benimsemeli , bu kelimenin ihtiva ettiği mana-yı harfe bakmalı , insi ve cinni şeytanları sevindirecek pek çok fuzuli ihtilaflara bir yenisini daha eklememeliyiz…Hayattayken kendilerinden sudür etmemiş bu tür iddiaları medar-ı münakaşa meselesi yapmamalıyız.

Allah (CC) , bizleri Ahirzamanda İman ve Kur’an Hizmetini ihya eden Mehdi'nin has Şakirtlerden eylesin !

 

© 2015