Barışa giden yol ‘sulh adaları’ inşa eden okullardan geçiyor

Yaratılan varlıkların en mükemmeli, en kıymetli ve değerlisi olan insana yakışan, hayatını akıl, iz’an ve şuurunu iradi olarak dünya barışının, huzur ve güvenliğinin sağlanmasına katkıda bulunmasıdır.

Barış ve huzur, toplumun yakılıp yıkılması, dünyanın karıştırılıp ateşe verilmesi, insanla gerçekleşen hususlardır. “İnsanla başlayan problemler, sıkıntılar yine insanla halledilmelidir.” İnsan madde ve manasıyla, ruh ve bedeniyle, kalp ve kafasıyla, dünya ve ahiret muvazenesi içinde ele alınmalı ve terbiye edilmelidir ki, topluma yararlı olsun, kimseye zararı olmasın. İnsan fıtratında mücadele ruhu vardır. Her insan kendi doğrularının mücadelesini verir. Önemli olan, gerçek doğruyu tesbit etmesi ve insanın ona inanması ve inandırılmasıdır.

 Dünyanın bütün sorunlarının, sonu ölümle, kabirle bitecek olmasına rağmen dünyaya yönelik bir hayatın benimsenmesinden, bir gün hepsi kaybedilecek olan mal, şöhret, makam, şahsi çıkar ve menfaatlerin öne çıkılmasından kaynaklandığını görüyoruz. Buna karşılık ahirete yönelik hayatın benimsenmesi, şahsın orada vereceği hesaba göre dünyasını tanzim etmesi ise dünya adına huzura ve barışa sebep olmakta, sineleri yaşatma ideali ile dolu olan bu insanlar, kendisi kadar başkalarının da mutluluğuna vesile olmaktadır.

Read more...
Subscribe to this RSS feed

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu