Üslubunuzdan taviz vermeden hakkı müdafaa edeceksiniz

Fethullah Gülen Hocaefendi, "Fırtınalar, Savrulmalar ve Hakta Sebât" konulu sohbetinde Hizmet Hareketi gönüllülerinin dünya çapındaki eğitim faaliyetlerinin çerçevesini ifade edip bu hizmetler doğru ise onlarda ısrar etmek ve onları müdafaa etmek gerektiğini; ancak müdafaa ederken üsluba dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Yapılan işlerde yanlış bir şey varsa insaflı olan insanların o yanlışları düzeltmeye davet edeceğini; 'eğitim müesseselerini yıkalım, dünya çapındaki açılımı durduralım' manasına gelecek şeyler söylemenin ise hakkı bırakıp batıla meyletmek olacağını ifade etti.
Kıvam belirleyen imtihanlar

Kur'an'dan ayetler ve peygamberlerin hayatlarından örneklerle insanlığa hizmet yolunun cilvesinin ağır imtihanlara maruz kalmak olduğunu ifade eden Hocaefendi, imtihan hikmetini şöyle açıkladı:

"Bir sarrafın bir altın ve gümüşü bir potada eritip altını gümüşten ayırması gibi, Allah da sizi hasınızı, hamınızdan ayırmak için imtihan eder. Cenab-ı Hak, temizleri, pakları ayırsın diye yapıyor bunu. Duruyor musun yerinde, kaytarıyor musun, yan çiziyor musun? 'Ben de ehl-i dünya gibi dünyaya meyledeyim, şirin görüneyim, birileriyle aynı çizgide olayım, zevk u safa içinde hayatımı sürdüreyim, belli makamlara, mansıplara, payelere bağlayayım' filan.. Allah böyle imtihan eder sizi. Kayıyor musun, kaymıyor musun; dünyaya meylediyor musun, etmiyor musun?"

Read more...

Boğazımı sıkan eli tutmayayım mı?

Dershaneleri kapatma teşebbüsü sarpa sarıyor. İş hem çığırından çıkıyor hem de ciddi bir eğitim konusunun cılkı çıkıyor. Eğitim Komisyonu üyesi bir AK Parti milletvekilinin, dershaneleri KCK gibi paralel bir yapılanmaya benzetmesi hem ürkütücü hem de daha nerelere kadar savrulacağımızı gösteren bir ikazdır. Hele Milli Eğitim Bakanı Sayın Avcı’nın paydaşlarla yapılan toplantılarda içine düştüğü durum, beni gerçekten yaralıyor. Bugüne kadar hiçbir Milli Eğitim bakanı, kamuoyu önünde böylesine acziyet, çaresizlik, şaşkınlık yaşamadı. Laflarım Sayın Bakan’a ağır gelmesin, dostça söylüyorum. Madem Zaman’ın ilk kuruluşunda vardınız, “bu bana yapılmayacaktı” diye sitem ediyorsunuz. Ben de size sitem edeyim; madem daha en başta bir yürek beraberliği vardı, Hizmet camiasına bunu yapmayacaktınız. Sizin gibi bir insana mı düştü, gönül köprülerini dinamitlemek? Eğitimi hallaç pamuğu gibi atmak size mi düştü? Tarihe böyle mi geçmek istiyorsunuz? İster samimiyetimi kabul edin ister etmeyin, sizi tekrar Nabi Avcı yapacak tek hareket, istifa etmenizdir. Şayet etmezseniz, yıllar sonra duyacağınız pişmanlık, sizi ömür boyu rahatsız edecektir.

Artık inandım, dershaneler üzerinden mütedeyyin kitle daha önce hiç yaşamadığı bir sınavdan geçecek. Partizanlık ile davayı karıştıranlar, asırlık idealleri terk edip günlük düşünenler bu sınavda belli olacak… İçlerindeki hasedi zor bastırıp ilk fırsatta sütre gerisinden sahneye fırlayanlar, objektiflik adına adalet terazisini tekmeleyenler, iki tarafı da idare etmek için ağır ol da molla desinler elbisesi giyenler, gerçek dostlar, gerçekten temel insan haklarını ölçü alanlar ve hukukun üstünlüğünden yana olanlar bu sınavda belli olacak… İnsaf dairesinde kalmayı başaranlar hep bu ağır sınavda belli olacak. Benim dualarımdan biri şu olmuştur: Allah’ım, beni, dostlarımı kaybedeceğim sınavlardan geçirme. Dost kazanmak yıllar alıyor, onları kaybetmek istemiyorum.

Read more...
Subscribe to this RSS feed

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu