Buhranlar Çağı

Yerinde bunalım ve kriz sözcükleriyle de ifade ettiğimiz/edeceğimiz buhran, ferdî olduğu kadar içtimaî bir marazdır; çok defa bütün değerleri alt üst eden, zincirleme sarsıntılara sebebiyet veren ciddî bir maraz.. buhran bazen, ekonomik hâdiselerdeki ahengin bozulması, iktisadî dengelerin sarsılması, bütçenin açık vermesi ve enflasyonun başını alıp gitmesi şeklinde ortaya çıkar ki, bu, bir kısım ciddî tedbirlerle her zaman aşılabilir; bazen sosyal çalkantılar ve içtimaî hercümerç şeklinde zuhur eder ki, bu tür infilâk ve patlamalar da illetin bilinmesi ve yerinde basiretli müdahaleler sayesinde bastırılabilir; millî ve mânevî değerlerin aşınması, ruh ve mânâ köklerinin tahrip edilmesi, dinî değerler adına iç içe yozlaşmaların yaşanması da diyeceğimiz ahlâkî bunalıma gelince, onun aşılması ve savılması çok kolay olmasa gerek... Şu anda, bizim de içinde bulunduğumuz coğrafyanın yürekler acısı hâl-i pürmelâli böyle bir buhranın çeşitli derinlikleriyle en canlı misali.

Bu bahtsız coğrafyada bir kısım devlet ve devletçikler, maalesef birkaç asırdan beri hep bunalımlar fasit dairesi (kısır döngü) içinde dönüp durmakta; bir buhran girdabından sıyrılırken daha ifritten başka bir anafora kapılmakta ve âdeta ömrünü 'ehvenüşşerreyn' avuntularıyla tüketmekte... İhtimal bu dünya, akl-ı selim, kalb-i selim, hiss-i selim birleşik noktasında Rahmeti Sonsuz'un himayesine sığınacağı ve O'na yürekten teslim olacağı âna kadar da bu buhranlardan kurtulamayacaktır. Kurtulamayacaktır; zira o, her şeye rağmen hâlâ koskoyu bir maddecilik peşinde, aşırı bir bencillikle mâlûl; hep yaşama tutkusuyla oturup kalkmakta; her şeyi kuvvette görme kabalığına kilitli, Hakk'a karşı fevkalâde saygısız; başkalarını ezme ve onları halayık gibi kullanma fâikiyeti mülâhazasıyla gözlerini açıp kapamaktadır. Evet, bu koca dünyanın serkârları, hak duygusunu geliştirip yaygınlaştıracaklarına hakkı kuvvete bağladı, onun yedeğine verdi ve zayıflara her türlü zulmü reva gördü.. ilmî ve teknolojik üstünlüğü, geri kalmış yığınları ezmede ve sömürmede kullandı.. hukuku, âcizleri sindirme vasıtası hâline getirdi.. evrensel insanî değerleri hep keyfince yorumladı.. ve işte bütün bunlar, her zaman sağa-sola çekilebilecek yığınlar için birer buhran vesilesi oldu.

Read more...
Subscribe to this RSS feed

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu