Büyükelçilerin yeni görevi

Savrulmaların savrulmaları takip ettiği ve hiç arkasını kesmediği bir zaman diliminde yaşıyoruz. Şanslıyız diyemem ama tarihî günlere şahitlik ediyoruz.

Tarih bunun adını ne olarak koyar şimdiden kestirmek zor. Soğuk Savaş dönemindeki kutuplaşmaları hatırlatan ve bilgi kirliliği, kara propaganda ile algı üretimi ve yönetiminin hakim olduğu hatta devlet imkânlarıyla camiaya adeta linç ameliyesinin yapıldığı zeminde, bu sürece doğru isim koymak gerçekten zor. Ama sonuca isim koymak çok kolay. Bugünler elbet geçecek ve ak ile kara koyun bütün çıplaklığı ile gün yüzüne çıkacak. Hakikat bir kez daha zuhur edecek. Zulüm elbet bir gün sona erecek. Yalan istese de istemese de tahtını sıdka terk edecek ve isim o zaman konulacak. Yeter ki sabretmesini bilelim. Hamdolsun ne dinimizden, ne değer ve ilkelerimizden ne de bunlara bağlı yaşadığımız hayatta yaptıklarımızdan şüphemiz var. Abdestimiz var ve namaz kılmaya devam ediyoruz.

İnsanlık tarihinde kırılma!

“İnsanlık tarihinde çok çeşitli kırılma dönemleri olmuştu.” demişti Hocaefendi, dershane kapatma tartışmaları başladığında ve ardından ilave etti: “Böyle bir dönemden geçiyoruz.” Çok şaşırmıştım. Yaptığı teşbihte kullandığı ana unsur “İnsanlık tarihi” ve söz konusu olan ülkemizin eğitim sistemi ile alâkalı bir mesele.

Read more...

Hâlâ mı Kaçacak Yada Karalayacaksınız?

17 Aralık yolsuzluk operasyonu sonrası kendilerini “ak”lamak için cemaati karalama, itham etme ve olayların sorumlusu ilan etme çabasına giden zümrenin bu insafsız ve vicdansızca saldırılarına, Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi 401. Nağme de, Yolsuzluk konu başlığıyla bir açıklamada bulundu.

Sohbetinin sonunda da “bugüne kadar hiç demedim, demediğim şeyi diyeceğim” diyerek, cemaate itham edilen karalamaları, yakıştırmaları yapanları bir mülaaneye davet minvalinde beddua etti.

Ne yazık ki iftira ve kara odak medyası tarafından Hocaefendinin –kendisini ve tüm cemaati de içine katarak - yaptığı mülaane, sanki Başbakana, hükümete beddua ediliyormuş gibi lanse edildi.

Abdestlerinden şüpheleri olmadıklarını tüm meydanlarda haykıranların bu bedduayı neden üzerlerine aldıklarını, amin demek yerine neden kamu oyuna “bize beddua ediyorlar” diye lanse ettiklerini, “bedduaları, dualarla sandığa gömeceksiniz” mağdurları oynamasını sorgulamıyorum.

Read more...
Subscribe to this RSS feed

BU GÜNLER DE GEÇECEK

ÇATLAYAN RÜYA

ÇARPITILAN BEDDUA!

ŞAHİT OL YA RAB...

Mefkure Yolculuğu